Vergi Müfettişleri Vakfı

Duyurular 18.09.2017


 

VERGİ - DEMOKRASİ - YAŞAM STANDARDI

 

 

Demokrasi, genel olarak tüm vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit haklara sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Günümüzde demokrasi diğer yönetim  şekillerinin arasından sıyrılarak, çağımızda en yaygın kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir.

Bir ülkede, sağlıklı demokrasi ve özgürlüğün gelişimi için;

-Üretip kazanarak zenginleşen bir halk,

-Halkın vergisine ihtiyaç duyan bir devlet,

-Vergi verdiğinden dolayı halkın hesap sorma ve pazarlık gücünün,

Bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu ilişkiyi daha iyi anlayabilmek için; ihtiyaç duyduğu parayı elde etmede, topluma ihtiyaç duymayan devletleri ele almak gerekmektedir.

Şöyle ki; devletler ihtiyaç duyduğu gelir için büyük ölçüde topluma ihtiyaç duymadıklarında, kendisini halka hizmet için oluşturulmuş bir kurum olarak görmeyecektir.

Örneğin; kurulu olduğu coğrafya da bulunan doğal kaynakları ihraç ederek, normalde vergi yoluyla elde etmesi gereken geliri sağlayan devlet, artık halkın vergisine ihtiyaç duymayacaktır.  Bu durumda; vergi vermediğinden dolayı halkın hesap sorma ve pazarlık gücü, diğer ülkelerin üretip kazanarak zengin olan halklarına nazaran  daha zayıf olacaktır. Bu tür ülkelerde devletin başındakiler (Genellikle; aileler, elitler, sultanlar, krallar, bürokratlar vb.)  halka şunu dikte  edeceklerdir.

“Sizden ekonomik olarak fazla bir şey (vergi ve benzeri) beklemiyoruz. Ama karşılığında da, size siyasal olarak demokrasi ve özgürlük vermiyoruz.”

Bu tür devletler, elde ettiği rant gelirini egemen gruplara dağıtır ve meşruiyetini gerek elitlerden sağladığı destekle, gerekse de sıradan halktan almadığı verginin oluşturduğu asgari memnuniyetle sağlamlaştırmaya çalışır. Verilen bedava eğitim, sağlık, altyapı gibi benzeri hizmetler ile ülke içindeki muhaliflerin karşı koymasına veya devletten istedikleri şekilde talepte bulunmasına imkan verecek yollar kapatılır. Böyle bir devlet içinde, ödenen vergiye karşılık temsil hakkı edinen bireylerin  faaliyette yürüttüğü bir özgürleşme alanından (sivil toplumdan) bahsedilemeyeceğinden, bu tür toplumların muasır medeniyet seviyesine ulaşmaları imkansızdır.

Ülkemizde, vergi bilinci anlatılırken, ödenen vergilerin aynı zamanda temsil yetkisi anlamına geldiği anlatılmalıdır. Bununla birlikte, vergi verenlerin vergi verdiği için kamu erkinden hesap sorma hakkı bulunduğunun vatandaşlara işlenmesi gerekmektedir. Böylece, ileri ve sağlam demokrasi için vatandaşların duyarlılıkları artırılmalıdır. Bu ve benzeri çalışmalar, ülkemizin demokrasi liginde üst sıralarda yer alması için önemli adımları beraberinde getirecektir.

Diğer taraftan; sağlanabilen refahın orta sınıfa dağıtılmasının sağlanması  demokratikleşmeyi artıracaktır. Buna karşılık, refahın küçük bir zümrenin elinde bulunduğu toplumlarda demokrasi zora girecektir.  Unutulmaması gerekir ki; ödediği vergi ile yaşam standardı birbirini tutmayan insanların yoğun olduğu ülkelerde adaletten ve huzurdan bahsedilemez.

 

VERGİ MÜFETTİŞLERİ VAKFI