Vergi Müfettişleri Vakfı

Duyurular 08.09.2017


 

VERGİ DENETİMİ (10.07.2011 Tarihinden Önce)

 

 

10.07.2011 tarih ve 27990 no'lu Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Maliye Bakanlığı'nda mevcut dört vergi denetim birimi olan vergi denetmenleri, maliye müfettişleri, hesap uzmanları ve gelirler kontrolörleri "Vergi Müfettişi" unvanıyla Vergi Denetim Kurulu çatısı altında birleştirilmiştir.

Peki, birleşmeden önce vergi denetim yapısı nasıldı?

10.07.2011 tarihinden önce vergi denetimi; vergi denetmenleri, gelirler kontrolörleri, hesap uzmanları, maliye müfettişleri tarafından  yapılmakta idi. Hesap uzmanlarının görev yaptığı "Hesap Uzmanları Kurulu" ile maliye müfettişlerinin görev yaptığı "Maliye Teftiş Kurulu" Maliye Bakanına bağlı iken; gelirler kontrolörleri "Gelir İdaresi Başkanlığı Gelirler Kontrolörleri Daire  Başkanlığına" bağlı olarak; vergi denetmenleri ise vergi dairesi başkanlıklarında görev yapıyordu.

Vergi denetimindeki bu çok parçalı yapı, denetimin performansını düşürmekte, etkinliğini azaltmakta, plan ve koordinasyonu olumsuz yönde etkilemekteydi. Dört denetim birimi arasında yaşanan çekişmeler ve huzursuzluklar vergi denetiminin sağlıklı icra edilmesini engeller hale getirmişti. Özellikle; hesap uzmanları kurulu ve maliye teftiş kurulunun, maliye bakanlığında oluşturduğu kast sistemi  bir oligarşik yapılanmaya dönüşmüştür. Bakanlık bürokrasisine bakıldığında müsteşar dahil, merkez teşkilatının tüm bürokratları (genel müdür, genel müdür yardımcıları, daire başkanları, grup başkanları) ile taşra teşkilatının özellikle büyük illerin vergi dairesi başkanları, defterdarları, grup müdürlerinin büyük  çoğunluğunun  hesap uzmanları olmak üzere, maliye müfettişlerinden, birkaç bürokratında gelirler kontrolörlerinden oluştuğu görülmekteydi.

Söz konusu grupların maliye bakanlığını kendi mülkü gibi görmeleri, tüm üst ve orta yönetim kademesini ele geçirip oluşturdukları kast sistemiyle diğer tüm personel üzerinde baskı yaratmaları, hakkını aramak isteyenleri, rotasyonla (yer değiştirme)  sindirip süründürmeleri, imtiyazlar içinde bakanlıkta bürokratik oligarşi oluşturmaları vergi idaresinde ve sisteminde ciddi sıkıntılara yol açmıştır. Nitekim, vergi idaresi ve denetim sisteminde  geçmişte yapılan 30 'dan fazla vergi reformunun başarısız olmasında bu yapının önemli rolü olmuştur.

Ayrıca; söz konusu gruplar, sayılarını artırmamaya özen göstermişlerdir.  Her yıl adeta bir elin parmakları kadar eleman alımı gerçekleştirmişlerdir. Buna mukabil, birleşmeden önce 20 binin üzerinde olan büyük mükelleflerin incelemeleri, sayısal olarak asıl büyük denetim gücü olan  vergi denetmenlerine yaptırılmak istenmediğinden, denetimde büyük boşluk oluşmuştur.  Nitekim, vergi denetiminde yaşanan çarpıklıklar, zaman zaman dile getirilmiş ve bir çok yazıya konu olmuştur. Örneğin; gazeteci Güngör URAS'ın 27.05.2005 tarihli "300'ü denetimde 1.200'ü yönetimde" başlıklı makalesi durumu güzel özetlemektedir. Yazının içeriğinde; "Hesap Uzmanları Kurulu'nun, kurulduğu  1945 yılından beri 1.700 hesap uzmanının yetişmesine imkan verdiği, hali hazırda hayattaki 1.500 hesap uzmanının 300'ünün kurulda kamu hizmeti yaparken; kalan 1.200 hesap uzmanının ise azının kamuda, çoğunun özel sektör kuruluşlarında üst yönetici olarak görev yaptığı" tespitlerine yer verilmiştir.

10.07.2011 tarihinden önce, Maliye Bakanlığı'nın personel sayısı 23.429; Maliye Bakanlığı'na bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın personel sayısı 43.000 olmak üzere, toplam personel sayısı 66.429 kişidir. Bunun içinde hesap uzmanlarının sayısı 350, maliye müfettişlerinin sayısı 100, gelirler kontrolörlerinin sayısı ise 350' dir. Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresinin orta ve üst düzey bürokratlarının tamamının çoğunluğu hesap uzmanları olmak üzere, maliye müfettişleri ve birazda gelirler kontrolörlerinde oluşturulmuş, bunların haricinde  bir kişi bile atanmamıştır.

Doğal olarak sorarsınız?

60 bin kişi arasında bu görevleri hak eden hiç mi  kimse yoktu! Kısaca eğer siz bu gruplara ait değilseniz, ister birkaç yabancı dil bilseniz, isterseniz yüksek lisans-doktora yapınız ve/veya  istediğiniz kadar eser sahibi olunuz, bu yapı içinde kariyer yapma ve üst makamlara gelme şansınız bulunmamaktadır. 

Böyle bir yapı ne getirirdi?

Elbette başarısızlık...

Ülkemizde vergi incelemeleri, 213 Sayılı V.U.K.'nun  135 inci maddesine göre yetkilendirilmiş kamu personeli eliyle yerine getirilmektedir. 13.06.1989 tarihinde Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe giren 3568 sayılı Kanun ile ihdas edilen Yeminli Mali Müşavirlik müessesesi ile vergi denetiminin, kamu görevlileri dışında belirli şartlara haiz kimseler tarafından da yerine getirilebilmesine imkan sağlanmıştır. Bu müessesenin kamu eliyle standartlarının ve şartlarının belirlenmesi neticesinde, YMM olma hakkı, portföy oluşturma, işveren-ücret ilişkisi vs. konularına sonraki yazılarımızda, ayrı başlıkta tespitlerimiz yer alacaktır.

Öte yandan; 2011 yılında yayımlanan 646 Sayılı KHK' dan önce, 2010 yılında çıkarılan 6009 sayılı Kanunla, yıllarca hiç dokunulmamış yasal düzenlemeler değiştirilerek,  vergi incelemelerinin planlanması, yürütülmesi ve mükellef haklarının güvence altına alınması noktasında,  vergi denetiminin hukuki çerçevesi, objektifliği ve güvenilirliği sağlanmıştır.

NOT : İstismar konularından uzak duran, sadece işini tam ve layıkıyla yapmaya çalışan, sorumluluk sahibi, dürüst,  kökeni ne olursa olsun vergi denetim elemanlarını tenzih ederiz.

...Bir sonraki yazı

"Vergi Denetimi (Devam)"

-10.07.2011 tarihinden sonra vergi denetiminde ne değişti?

-Vergi denetim gücü arttı mı?

-Yeni yapı başarılı oldu mu?

-Reform devam etmeli mi?

-Yeni yapıda eksiklikler var mı?

-Eski zihniyet ve kast sistemi yok edildi mi?

-Reformun başarısını engellemeye çalışanlar var mı?

 

VERGİ MÜFETTİŞLERİ VAKFI

NOT: Konularla ilgili görüş ve önerilerinizi gönderebilirsiniz.

bilgi@vmv.org.tr