Vergi Müfettişleri Vakfı

Duyurular 27.08.2017


YORUM

 

 "Ülkemizde en rahat asgari ücretliler mi yaşıyor !!!"

 

DURUN, hemen kızmayınız... "Vergi Cenneti mi? Cehennemi mi?" başlıklı (seri) analiz yazımız da tespit edildiği üzere; Gelir İdaresi Başkanlığının yayınladığı 2015 yılına ilişkin NACE 6'lı faaliyet kodlarına göre, beyan edilen gelir vergisi matrahları dikkate alındığında maalesef böyle bir tablo ortaya çıkmaktadır.

Beyan edilen gelir vergisi matrahları, tahakkuk eden vergiler analiz edildiğinde; asgari ücretli birinin net aylık gelirinin ve ödediği verginin, bir çok gelir vergisi mükellefinden fazla olduğu görülmektedir. Bir başka deyişle asgari ücretli birisi, kuyumculardan, veterinerlerden, diş hekimlerinden, mimarlardan, gazinoculardan, dondurmacılardan, otelcilerden, pansiyonculardan, servisçilersen, taksicilerden, halk otobüsü işletenlerden, müteahhitlerden, Celepçilerden, galericilerden mobilyacılardan, çelik kapı imalatçılarından, gelinlik imalatçısından, mermer ocağı işletenlerden ve daha bir çok diğerlerinden refah içerisinde yaşamaktadır !!! Bu durumda; milyonluk daireleri, villaları, lüks otomobilleri ve hatta yatları satın alanlar, yurt içi ve dışında tatil yapanlar, çocuklarını özel okullarda okutanlar, yurt dışına okumaya yollayanlar da asgari ücretliler ve dahi sabit gelirliler, dar gelirler olmaktadır !!! Bura da sorun harcamaların yapılması değil, söz konusu harcamaları yapanların geliriyle orantılı vergi ödeyip ödemediği; ya da  alınıp alınamadığıdır. bir başka anlatımla, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımıdır.

Türk - İş 'in her ay yaptırdığı "açlık ve yoksulluk sınırı" araştırmasına göre, Aralık/2015 ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.385 TL, yoksulluk sınırı ise 4.512 TL olarak tespit edilmiştir. TÜİK ve diğer kuruluşların açıkladığı rakamlara da bakıldığında, beyan edilen gelirlerin belirlenen tutarların altında olduğu görülmektedir. Bir başka anlatımla, gelir vergisi beyanlarına bakıldığında, çoğu mükellefin gelirinin yoksulluk sınırı ve hatta açlık sınırı altında olduğu sonucu çıkmaktadır.

Seri yazımızın başlangıcında belirtildiği üzere, analiz yazısı siyasi bir yazı olmayıp, herhangi  bir kurumu ve şahısları hedef almamaktadır. Uzun yıllardır devam eden, kangren haline gelmiş  bu sorunun  düzeltilememesinin nedenlerini ortaya koymak ve çözüm önerileri getirmektir. Bilindiği gibi, Anayasamızın 73. maddesi hükmüne göre, herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, vergi ödemekle yükümlüdür. Ayrıca, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.

Vergi, kamu giderlerini karşılamak üzere toplanmasına karşılık, kamu hizmetlerinin daha kaliteli hale getirilmesi, bir ülkenin gelişmesi ve kayıt dışılıkla mücadelede son derece önemli bir role sahiptir. Vergi, toplanması en kolay olan, maliyeti çok az olan kamu geliridir.

Eğer vergi toplayamazsınız, kamunun finansmanı için iki yola başvurursunuz: Borçlanma ve dolaylı vergiler. Bunun sonucunda da, borç yükü, faiz, kamu hizmetlerinde kalitesizlik ve bir kısır döngü halinde yuvarlanıp top halinde devam edecektir.

Diğer yandan, sadece vergiyi toplamak yeterli değildir. Aynı zamanda vergiyi adaletli toplamanız gerekmektedir. Vergiyi adaletli toplayamazsanız, gelir dağılımını bozucu etkisinin yanı sıra, sosyal barışı bozucu, kayıt dışılığı artırıcı yönleriyle karşılaşırsınız.  

Türkiye'de maalesef vergi kaçırmak çok normal bir davranış haline gelmiş ve vergi kaçırmayanlara "anormal"mış gibi yaklaşılmaktadır. Ülkemizin güvenliği ve geleceği, halkın refahı ve demokrasinin gelişmesi için vergi politikaları son derece önemlidir. Bu sorunun ideal bir şekilde çözülebilmesi için siyasilere, kurumlara, milletin kendisine büyük sorumluluklar düşmektedir.

Bu vesile ile, vakıf yönetim kurulu adına, yaklaşan kurban bayramınızı kutlar, her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.

 

Aykut GÜLEÇ

VMV Yönetim Kurulu Bşk.